Prof. Dr. Gürgün, “Tüm bağımlılıklarla topyekûn mücadele edilmesi gerekiyor”
Ege Üniversitesi (EÜ) Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü (BATI) tarafından Yeşilay Haftası Etkinlikleri kapsamında …
Ege Üniversitesi (EÜ) Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü (BATI) tarafından Yeşilay Haftası Etkinlikleri kapsamında “Güvende ve Sağlıklı Yaşam Sempozyumu” gerçekleştirildi. Çevrimiçi olarak düzenlenen sempozyuma EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cemil Gürgün, EÜ BATI Müdürü Prof. Dr. Serap Annette Akgür, Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Görkem Yararbaş, alanında uzman akademisyenler ve Genç Yeşilay Topluluğu üyeleri katıldı.
Sempozyumun açılışında konuşan EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cemil Gürgün, “Sağlıklı olmak birey için bir gereksinim ve bir hak olmanın yanı sıra yaşam kalitesinin, sosyoekonomik ve kişisel gelişiminin de bir temelidir. İçinde bulunduğumuz 21’inci yüzyılın başında dünyada hastalık yükünü oluşturan ilk beş hastalık tanımlanmıştır. Bunlar kalp-damar hastalıkları, kanserler, ruhsal hastalıklar, kronik hava yolu hastalıkları ve obezite ile birlikte artan diyabettir. Toplum sağlığını tehdit eden bu hastalıkların oluşumunda sağlığı belirleyen sosyoekonomik durum, eğitim, yaşam biçimi, sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan eşitsizlikler kadar davranışsal risk faktörlerinden kaynaklanan; sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam, tütün, alkol, madde kullanımı başta olmak üzere stres, uykusuzluk, güvensiz yaşam, bozuk hijyen gibi faktörlerin de önemli katkıları da mevcuttur” dedi.
“Bağımlılık, toplum için büyük bir tehdit”
Türkiye’de ve dünyada tütün, alkol ve uyuşturucu madde kullanım oranlarını hızla arttığına vurgu yapan Prof. Dr. Gürgün, “Bunlara bağlı olarak teknolojideki hızlı gelişmeler ve bilinçsiz teknoloji kullanımı sonucunda ortaya çıkan teknoloji bağımlılığı kavramı da bütün hayatımıza girmiştir. Bireyleri fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal açıdan ciddi bir şekilde etkileyen program olan bağımlılık aynı zamanda toplum için de büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Önümüzdeki yıllarda bağımlılıklarla mücadelede daha çok çaba harcanması gerekecektir. Teknolojik gelişmelerle birlikte iletişimin artması sonucunda uyuşturucu maddeye, alkole, tütüne erişim kolaylaşmıştır. Şimdi ve gelecekte güçlü bir Türkiye için bağımlı değil bedenen ve ruhen sağlıklı nesillere ihtiyaç vardır. Bunun için de tüm bağımlılıklarla ayrım gözetmeksizin topyekûn mücadele edilmesi gerekmektedir. Sağlıklı yaşam ve bağımlılık konularının işleneceği bu güzel sempozyumda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi.
“Bağımlılık toplum güvenliliği açısından da ele alınmalı”
Sempozyumda “Farkında Olmadan (Pasif Olarak) Maddeye Maruz Kalma” konusunda sunum yapan EÜ BATI Müdürü Prof. Dr. Serap Annette Akgür, “Özellikle madde bağımlılığı konusunda bu maddelerin dağıtımından, pazarlanmasına kadar elde edilen paranın yasa dışı örgütlerle bağlantılı olup, terörizmi finanse etmesi üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Bu bağlamda bağımlılıkla mücadele ederken olayı yalnızca halk sağlığı sorunu olarak görmeyip toplum güvenliği açısından da ele alınması gerektiğini ortaya çıkarmaktadır. Madde kullanımı ve bağımlılığı diğer yaklaşımlardan farklı olarak olayın yasadışı örgütlerle ve terörizmle bağlantılı olması ve kullanan kişinin verdiği psikososyal etkileşim nedeniyle yalnızca halk sağlığı sorunu olarak değil toplum güvenliği açısından da ele alınması gerektiğini vurgulamak istiyorum” dedi.
EÜ BATI Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Görkem Yararbaş ise “Tütünsüz Yaşam” konulu sunumunda tütün bağımlılığının en yaygın bağımlılık türü olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Yararbaş, “Bu sabah itibarıyla dünya üzerinde 1.3 milyar insan sigara yaktı. Bağımlılık anlamında tütün, diğer bağımlılıkların oluşması için de bir risk faktörü. Dolayısıyla tütüne bağımlı olan bir beyinin farklı bir maddeye ya da davranışa bağımlı olma olasılığı da biyolojik olarak artıyor. Ayrıca vücutta pek çok hastalığa da neden oluyor” dedi.
“Sigara bırakmada ücretsiz destek veren nadir ülkelerden biriyiz”
Sigara başlama yaşı 18 yaşın altında olduğunu belirten Doç. Dr. Yararbaş, “Tütünle bağ kuran gençlerin farklı bağımlılık yapıcı maddelere ulaşma ihtimali de sosyal etkileşimle maalesef artıyor. Türkiye’de 18 yaş altı nüfusun ve kadın nüfusunun çok yüksek risk altında olduğunu söylemek gerekiyor. Bunlar geleceğin erişkin içicilerini oluşturacak. Enstitü olarak Teletıp hizmeti başlattık. Bu iki yıllık dönemde uzaktan başarılı bir şekilde sigarayı bırakma desteğinin mümkün olduğunu gördük. Ülkemizde ALO 171 sigara bırakma hattı var. Bırakmak isteyenler bu yöntemi kullanabilirler. Ülkemiz sigara bırakmak konusunda ücretsiz destek veren nadir ülkelerden biri” diye konuştu.
Sempozyumun devamında Öğr. Gör. İnci Derya Yücel “Tütün Kullanımında Psikolojik Etmenler”, Dr. Öğretim Üyesi Umut Kırlı “Madde Bağımlılığı”, Doç. Dr. Yusuf Kurtulmuş “Alkolün Vücudumuza Etkileri: Metil Alkol Özelinde Bir Bakış”, Öğr. Gör. Yeşim Karabulut “Madde Kullanımının Saptanmasında Güncel Yaklaşımlar”, Araş. Gör. Dr. Rukiye Aslan “Bağımlılıkla Mücadelede Akademinin Rolü”, Araş. Gör. Dr. Demet Havaçeliği Atlam “Üniversite Yaşamı ve Güvende Olmak” konularında sunum yaparken Genç Yeşilay Temsilcisi ise “Gençlerin Gözünden Bağımlılık” konusunda sunum yaptı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı