Dolar 34,4208
Euro 36,3735
Altın 2.836,84
BİST 9.490,03
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 12°C
Çok Bulutlu
İstanbul
12°C
Çok Bulutlu
Cts 14°C
Paz 14°C
Pts 15°C
Sal 17°C

Boğaziçi Üniversitesi’nin de katkı sağladığı dünya çapında araştırma gösterdi: “Ergene dünyanın en yoğun ilaç atığı barındıran nehirleri arasında”

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nden uzmanlar, İngiltere York Üniversitesi’nin liderliğinde 258 nehri kapsayan dünya ölçeğinde …

Boğaziçi Üniversitesi’nin de katkı sağladığı dünya çapında araştırma gösterdi: “Ergene dünyanın en yoğun ilaç atığı barındıran nehirleri arasında”
16 Mart 2022 00:33

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nden uzmanlar, İngiltere York Üniversitesi’nin liderliğinde 258 nehri kapsayan dünya ölçeğinde yapılan araştırma kapsamında Ergene Nehri’ni inceledi. Buna göre Ergene Nehri dünyada aktif farmakolojik bileşenler açısından en kirli yüzde 20’lik dilimde yer alırken, sudaki antibiyotik ile ağrı kesici ilaçlarda kullanılan temel etkin maddelerin yoğunluğu dikkat çekti.

İngiltere’nin York Üniversitesi öncülüğünde yapılan ve sonuçları ABD merkezli saygın Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayımlanan “Dünya Nehirlerindeki İlaç Kirliliği” araştırmasına göre 104 ülkede örnek alınan 258 nehrin dörtte birinden fazlasının, suda yaşayan organizmalar için güvenli olmayan düzeyde aktif farmakolojik bileşenler barındığı ortaya çıktı. Ayrıca araştırma bulguları Ergene Nehri’nin dünyada en kirli yüzde 20’lik dilimde yer aldığını gösterirken, nehir sularındaki ilaç bileşenlerinin insan sağlığı ve çevre açısından ciddi tehlike oluşturduğunu da gözler önüne serdi.

“ARAŞTIRMA BULGULARINA ŞAŞIRMADIK”

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Turgut Tüzün Onay’ın liderliğinde topladıkları su örnekleriyle katkı sağladıkları araştırmayı değerlendiren Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ulaş Tezel, Ergene Nehri’nin aktif farmakolojik bileşenler açısından en kirli nehirler arasında yer almasının beklenen bir sonuç olduğunu söylüyor:

“Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü olarak Ergene Nehri üzerinde uzun yıllardır çalışıyoruz. Bundan birkaç yıl önce yayımladığımız bir araştırmada nehrin sanayi atıklarıyla nasıl yoğun şekilde kirletildiğini gözler önüne sermiştik. York Üniversitesi’nin liderliğinde 100’den fazla ülkede 258 nehirden o ülkelerdeki uzmanların da desteğiyle örnekler toplandı. Biz de Ergene Nehri’nin dokuz farklı noktasından bu örneklerimizi aldık. Araştırma bulgularına şaşırmadık. Nehrin kirliliği yer yer değişiyor. Kaynağından çıktığında nehrin suyu güvenle içebilecek durumdayken birkaç kilometre sonra aşırı kirlilik ortaya çıkıyor.”

“ANTİBİYOTİKLERİN NEHİR EKOSİSTEMİNE ETKİLERİ İNCELENMELİ”

Misafir öğretim görevlisi olarak çalışmalarına Paris Enstitüsü’nde devam eden Doç. Dr. Ulaş Tezel, dünya çapında yapılan araştırmayla Ergene Nehri’nde antibiyotik ile sık kullanılan ağrı kesicilerin temel bileşen maddelerinin yoğun görüldüğüne de vurguluyor. Bunun nehir ekosistemine etkilerinin daha detaylı bir şekilde araştırılması gerektiğinin altını çizen bilim insanı, “Bu maddeler nehir ekosistemlerine etkileri konusunda araştırmalara devam edilmeli. Bunların nehirde yaşayan canlıları nasıl etkilediğini anlamalıyız. Özellikle son yıllarda çok konuşulan antibiyotiklerin suda yaşayan mikroorganizmalar üzerindeki etkisi iyi incelenmeli” diye konuşuyor.

Doç. Dr. Ulaş Tezel, dünya çapında yapılan araştırmada Ergene Nehri’nin Bolivya, Pakistan ve Etiyopya gibi ülkelerde yer alan su kaynaklarıyla birlikte aktif farmakolojik bileşenler açısından en kirli ilk yüzde 20’lik dilimde bulunduğu bilgisini de paylaşıyor. Bilim insanına göre Trakya’da büyük işletmelerce yapılan ilaç üretiminin bu kirlilikte büyük payı var.

“Türkiye’de büyük ilaç firmalarının üretimi ağırlıklı olarak Trakya’da toplanmış durumda. Burada üretimin ardından atıkların yönetiminin nasıl yapıldığı incelenmeli. Göründüğü kadarıyla bazı geleneksel atık yönetimi yaklaşımları nehri aktif farmakolojik bileşenlerden korumak için yeterli değil. Yeni yaklaşımlar ortaya koymak ve bunu uygulamak yetişmiş insan kaynağı Türkiye’de var. Nehirlerimizi bu tarz atıklardan korumak için gereken önlemleri almalıyız.”

SUDAKİ YOĞUN ANTİBOTİK ENDİŞE VERİCİ

York Üniversitesi’nin paylaştığı bilgiye göre en kirli nehirler genellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde bulunuyor. Bu ekonomilerde kötü atık su yönetiminin olduğu bölgelerde nehir sularındaki aktif farmakolojik bileşenler artıyor. Dünya çapında Pakistan, Bolivya ve Etiyopya’daki nehirler en kirlileri arasında yer alırken İzlanda, Norveç ve Amazon yağmur ormanlarındaki nehirler en iyi sonuçlara sahip. Nehirlerdeki en yaygın farmakolojik bileşiklerin çoğunun etkisi büyük ölçüde bilinmiyor. Doğum kontrol hapları, antibiyotik, ağrı kesici gibi sık kullanılan bazı ilaçların bileşen maddelerinin nehir canlılarının gelişimini ve üremesini etkileyebileceği öngörülüyor. Bilim insanları özellikle nehirlerde artan antibiyotik yoğunluğundan endişe duyuyor.

Doç. Dr. Ulaş Tezel kimdir?

Doç. Dr. Ulaş Tezel Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ndeki (ODTÜ) çevre mühendisliği lisans eğitiminin ardından yüksek lisansına aynı alanda ODTÜ’de devam etti. Doktora çalışmalarını ABD’de Georgia Teknoloji Enstitüsü’nde inşaat ve çevre mühendisliği alanında tamamlayan bilim insanı, 2012’den beri Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nde araştırmalarını sürdürüyor. Özellikle Ergene Nehri’nde yaptığı çalışmalarıyla tanınan bilim insanının uzmanlık alanları arasında organik kimyasalların bakteriler tarafından biyotransformasyonu, biyotransformasyon reaksiyonlarının kimyasal ve genetik mekanizmaları ile mikrobiyal ekoloji ve süreç mikrobiyolojisi gibi alanlar yer alıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.