Dolar 35,2917
Euro 36,7842
Altın 2.976,66
BİST 9.916,22
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 8°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
8°C
Hafif Yağmurlu
Cum 9°C
Cts 9°C
Paz 10°C
Pts 11°C

3. havalimanı 22 milyar euro getirecek

3. havalimanı 22 milyar euro getirecek
7 Haziran 2018 13:06

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, NTV canlı yayınında, kamu-özel ortaklığıyla hayata geçirilen projelerdeki garanti ve kira tartışmalarıyla ilgili konuştu. Bazı projelerin ilk etapta bütçeye ek yük getirmesinin normal olduğunu ve 1-2 yıl içinde bunun tersine döneceğini söyleyen Elvan, 3. havalimanı örneği verdi.Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, NTV Ankara istihbarat Şefi Ahmet Ergen’in sorularını Mersin’de yanıtladı.

Seçim sürecinde ekonomi öne çıktı. AK Parti için, “İlk kez seçim ekonomisine döndü” yorumları yapılıyor. Hatta ‘Popülizm tuzağı AK Parti’ye de mi yansıdı?’ soruları gündeme geliyor. Ne dersiniz?

“2002’den beri her seçimde hiçbir popülist yaklaşım içinde olmadığımızı tüm vatandaşlarımıza gösterdik. Geçmişte de bazı alanlarda bu iddialar ortaya atıldı ama bunlar doğru değil. Sosyal devlet anlayışını tam anlamıyla hayata geçiren bir partiyiz. Sosyal destekler bunu gösteriyor, hiçbir kesimi enflasyonun altında ezdirmedik. Popülist yaklaşım içinde olmadığımızı göstergeler de ortaya koyuyor.”

Bir süredir döviz kurlarında yukarı yönlü hareket en önemli gündem başlığı. Neden böyle bir gelişme yaşandı, Türkiye ekonomisinde kırılganlıklar arttığı için mi böyle oldu?

“Dövizdeki spekülatif hareketliliğin aslında bir temeli yok. Türkiye ekonomisi üzerinde haksız bir algı oluştu. Türkiye ekonomisindeki olumlu göstergeler gözardı edilerek, TL üzerinde suni hareketler oluştu… Bir bilgiyi paylaşayım, geçen hafta önemli bir veri açıklandı. 500 büyük sanayi şirketimizin 2017 değerlendirmeleri açıklandı ve rakamlar çok başarılı bir yıl geçirdiklerini gösteriyor; altın bir yıl yaşamışlar…

Ekonomide olumsuz bir algı oluşturulmaya çalışılıyor, ekonomik hedefimizin ve politikalarımızın sonuna kadar arkasındayız. Bağımsız kurumlar ekonomimizin bel kemiği durumundalar. Merkez Bankası kararlarıyla birlikte piyasada olumlu bir hava oluştu ve TL, dolar karşısında değer kazandı. Kısa vadeli spekülatif davranışlar Türkiye ekonomisine ciddi zarar vermez ve seçimden sonra ekonomiye güven daha da artacaktır… Mali yapımız son derece güçlü ve dünya bunu biliyor. Mali disiplinden taviz vermeyeceğiz. Hane halkı borçlarının milli gelire oranında da bir düşüş söz konusu, gelişmiş ükelerde bu oran çok yüksek…”

Seçim süreci ve sonrasında ekonomi ne olacak sorusu da çok konuşuluyor. Sayın Cumhurbaşkanı seçilir, AK Parti meclis çoğunluğunu kaybederse nasıl bir tablo oluşur?

“Milletimiz her zaman istikrardan yana olmuştur. Ülkeniz belirsiz bir ortama sokulmasına asla izin vermemiştir. İnşallah Cumhurbaşkanımız yeniden seçilecek, mecliste çoğunluğu sağlayacağımıza inanıyorum. 16 yıldır neler yaptığımızı iyi biliyorlar ve bundan sonrası içinde bize destek vereceklerdir.”

Muhalefetin seçim taahhütlerinin önemli bir kısmı ekonomi temelli. Örneğin; mazotu 3 lira yapmak, kredi borçlarını silmek gibi. Bu tür taahhütlere yorumunuz ne olur?

“Hiçbir hesap kitap yapmadan vatandaşlarımıza şirin görünmek adına vaatler yapılıyor, geçmişte de yapıldı. Bütçeye nasıl yansıyacak hesap etmiyorlar belki ama hiç olmazsa akılcı yaklaşımlarla vaat verebilirlerdi. ‘Benzini 3 lira yapacağız’ deniyor da biz petrolü dışarıdan alıyoruz ve fiyatları biz belirlemiyoruz. Bütçe üzerinde ne kadar yük getireceğini biilmediğiniz bir kalemi alıp vaatte kullanıyorsunuz, bunu düşünecek vakti olmadı ana muhalefetin galiba…”

Kamu-özel ortaklığı projelerine yönelik bir tartışma var. Garantiler, kiralar gibi unsurlar nedeniyle üstlenilen ödeme yükümlülüklerinden söz ediliyor. Böyle bir durum var mı, varsa toplam yükümlülük tutarı ne kadar? Bu projelerden kaynaklı bir risk görüyor musunuz?

“Kamu-özel işbirliği projelerini en iyi uygulayan ülkelerin başındayız. Riskleri paylaşıyorsunuz, alternatif finansman kaynakları oluşturuyorsunuz. Bizim çalışmalarımız etkin bir maliyet söz konusuysa ve kamudan daha iyi işletmek için ortaya kondu.

Verilmiş olan garantilerin devlet üzerinde ciddi bir yük oluşturacağı ifade ediliyor. Son 16 yılda vermiş olduğumuz garantilerden sadece Afyon’daki Zafer Havaalanının 3-5 milyon yükü oldu. Bunun dışında yeni açtığımız Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi yartırımlar için, ilk yıllarda kamu desteği olması normaldir. Verilen garantiyi doldurmaması nedeniyle bütçeden kaynak sağladık ama 1-2 yıl içinde bu tersine dönecek. Avrasya’da yüzde 80’ini geçmiş durumdayız, 1-2 yıl sonra devletin kasasına para girmeye başlayacak. 3. havalimanından devletin kasasına girecek para 22 milyar euro.

Kamu-özel işbirliğinden rahatsız olmalarının nedeni, büyük yatırımlar olması. Bundan rahatsızlar galiaba ama kamu-özel işbirliğini yaygın olarak kullanmayı sürdüreceğiz.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.