Kartepe Zirvesi güncel konularıyla gündeme yön veriyor
Büyükşehir’in öncülüğünde toplanan Kartepe Zirvesi dikkate çeken konularla gündeme yön veriyor Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin “Dirençli …
Büyükşehir’in öncülüğünde toplanan Kartepe Zirvesi dikkate çeken konularla gündeme yön veriyor
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin “Dirençli Şehirler ve Şehrin Dönüşümü” temasıyla 4’üncüsünü gerçekleştirdiği 2022 Kartepe Zirvesi, özel oturum ve konularıyla devam ediyor. Zirve güncel konulara yönelik akademik bakış açısıyla gündeme yön veriyor. Oturumlarda geleceğin akademisyenlerine de söz veriliyor. Şehirlerde iklim değişikliği konusunda dikkat çekici bir sunum yapan Gebze Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Fakültesi son sınıf öğrencisi Havva Cengiz, iklim değişikliği sebebiyle fırtına, sel, dolu gibi aşırı iklim olaylarının daha çok yaşandığını ve şehre gıda tedarik edilmesinde sıkıntılar yaşandığını söyledi.
ZİRVENİN 3. GÜNÜNDE İKLİM VE MİMARİ KONULARI ELE ALINDI
Kartepe Zirvesi’nin 3’üncü gününde “İklim” ve “Sürdürülebilir Mimari” konuları ele alındı. Kocaeli Kongre Merkezi Karamürsel Alp Salonu’nda gerçekleşen İklim başlıklı ilk oturumun başkanlığını Prof. Dr. Levent Kurnaz yaptı. “Sürdürülebilir Mimari” başlıklı oturumun başkanlığını ise Doç. Dr. Aynur Can yönetti.
OTURUMUN KATILIMCILARI
Düzenlenen oturuma, Havva Cengiz, Arş. Gör. Rabia Büyükpınar, Dr. Ezgi Kovancı, İrem Çevik, Arş. Gör. Dr. Meryem Küçük, Rabia Ardıç Berk, Prof. Dr. Osman Uzun, Dr. Demet Gülhan katıldı.
GELECEĞİN AKADEMİSYENLERİ FİKİRLERİNİ DİLE GETİRDİ
Oturumda geleceğin akademisyenlerine söz verildi. Şehir bahçeleri uygulamalarının, şehirlerde iklim değişikliği adaptasyonu açısından değerlendirilmesi konusunda dinleyicilere sunum yapan Gebze Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Fakültesi son sınıf öğrencisi Havva Cengiz, sunumunda ilk olarak iklim değişikliğine değindi. Cengiz, “Sera etkisi nedeniyle dünyanın ortalama sıcaklığının artması, küresel iklimde uzun süreli ve kalıcı farklılaşmalara yol açmaktadır ve bu değişimler iklim değişikliği olarak tanımlanmıştır” dedi. İklim değişikliğinin şehirler üzerindeki etkilerini anlatan Cengiz, kaynakların 60’ndan fazlasının tüketildiğini söylerken sera gazlarının ise 75’ten fazlasını ürettiğinin altını çizdi. Cengiz, ayrıca yeşil alanların geçirimsiz alanlara dönüştüğünü ve ısı adasının oluşumuna, taşkınlara sebep olduğunu aktardı. Gıda güvenliğinin iklim değişikliği sebebiyle şehirlerin en önemli kırılgan noktası haline geldiğini dile getiren Cengiz, iklim değişikliği sebebiyle fırtına, sel, dolu gibi aşırı iklim olaylarının daha çok yaşandığını ve şehre gıda tedarik edilmesinde sıkıntılar yaşandığını söyledi. Gebze Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Fakültesi son sınıf öğrencisi Havva Cengiz, ilgiyle izlenen sunumunda, şehir bahçelerinin iklim değişikliğine katkılarından da bahsetti. Cengiz, “Şehir bahçelerinin artmasıyla 100,000 ile 170,000 ton arasında azot filyasyonu, tozlaşma, iklşm düzenlemesi ve biyokontrolünün yıllık 80-100 milyar dolar değerinde katkı sağlayabileceği tahmin edilmektedir. Amerika’daki yıllık üretim miktarını 57 milyar dolardan fazla koruduğu belirlenmiştir. Kışları ve yazları ısı akışlarını sırasıyla 13 ve 167 oranında azaltır. Isı akışını 97’ye kadar önler ve içerideki sıcak havanın dışarıya çıkışını &49’a kadar artırır. Enerji tasarrufunu 7,8 ile 13,9 oranın da artırır. Isıtmada 5, soğutmada 16 ve 14 ile 15 milyar kWh enerji tasarrufu sağlar” diye konuştu.
PARİS İKLİM ANLAŞMASI VE ÇEVRE ETİĞİ
Arş. Gör. Rabia Büyükpınar ise çevre etiği bağlamında Paris İklim Anlaşması’nın değerlendirilmesi konusunu hakkında bilgi verdi. Arş. Gör. Büyükpınar, konuşmasına çevre etiğini anlatarak başladı. Arş. Gör. Büyükpınar, çevre etiğinin, insan ile doğal çevresi arasındaki ahlaki ilişkileri incelediğini, çevresel faaliyetlerdeki şu anki neslin gelecek nesillere olan ahlaki sorumluluğunu gerekli kılan, insanların yol açtığı kirliliğin, kaynakların ve tüketimlerinin ele alınmasını ifade ettiğini söyledi.
PARİS İKLİM ANLAŞMASI’NIN AMACI
Paris İklim Anlaşması hakkında bilgi veren Arş. Gör. Büyükpınar, “2020 yılında taahhüttü sona ermiş Kyoto Protokolü’nün ardından iklim değişikliği rejimini düzenlemeyi amaçlamaktadır. Paris Anlaşması’nın uzun vadede, sanayileşme öncesi döneme kıyasla küresel sıcaklık artışının 2 derecenin olabildiğince altında, hatta mümkünse 1,5 derece seviyesinde tutulmasıdır. Bu amaç doğrultusunda öngörülen ise küresel düzeyde sera gazı emisyonlarının azaltılmasıdır. Taraf ülkelerin BMİDÇS Sekreterliğine Ulusal Katkı Beyanlarını (NDC) her beş yılda bir sunmaları ve bu beyanda azaltmayı hedefledikleri emisyon miktarını bildirmeleri gerekmektedir. Anlaşma, belirli bir emisyon azaltım hedefini zorunlu tutmamıştır. İklim değişikliği tehdidine yönelik müdahalede gelişmiş ülkeler ile birlikte gelişmekte olan ülkelerin de katkılarına ve sorumluluk almasına dayanan bir model öngörülmüştür.” diye konuştu.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Arş. Gör. Meryem Küçük ise kentsel dönüşüm ve yerinden etme ve sınıfsal tahliye konularında bir sunum gerçekleştirdi. Gerçekleşen sunumda, Arş. Gör. Küçük, kentsel dönüşümün ne olduğu hakkında bilgiler aktardı. Kentsel dönüşümün öncelikli olarak, canlanma, iyileşme ve planlı bir çevreyi hedeflemesinin yanında gelir seviyesi düşük olanların da yerinden edilmesi ve tahliyesi ile sonuçlanması anlamına geldiğini söyleyen Arş. Gör. Küçük, toplumun bazı sınıflarının yerinden edilmesi ile oluşan boşluğun sermaye sahiplerinin kar ve rant temelli mekanlara dönüştürdüğünü de ifade etti.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı