Tek Sağlık Platformu’ndan ‘aşı’ ve ‘önlem’ çağrısı
Bursa Tabip Odası, Bursa Veteriner Hekimler Odası, Bursa Diş Hekimleri Odası ve Bursa Eczacı Odası tarafından oluşturulan Tek Sağlık Platformu, son günlerde devlet hastanelerinde Kuduz Aşısı’nın bulunamaması hakkında bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
BURSA (İGFA) – Bursa Tabip Odası’nın da aralarında olduğu Tek Sağlık Platformu, son günlerde Devlet Hastaneleri’nde kuduz aşısı bulunamaması ile ilgili basın açıklaması yaptı.
Duruma tepki gösterilen açıklamayı Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş okurken, Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Vet. Hek Melike Baysal ve Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin eşlik etti.
“Halk sağlığı ciddi tehdit altında; yetkilileri önlem almaya davet ediyoruz” denilen açıklamada Oda Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, kuduz hastalığının çok eski çağlardan beri bilinen ve ölümcül sonuçları olan bir zoonotik enfeksiyon olduğuna vurgu yaparak, “Bu hastalıkların pek çoğundan aşı ile korunmak mümkün olduğu gibi, hayvanlarda bu hastalıkları önleyerek ya da tedavi ederek de korunmak mümkündür” dedi.
Kuduzun dünyada her yıl yaklaşık 59 bin kişinin ölümüne neden olan ölümcül bir enfeksiyon hastalığı olduğunu vurgulayan Dr. Kumaş, “Ancak korunmada etkili bir aşısı mevcut olan kuduz hastalığını korunma ve bütüncül sağlık yaklaşımı ile elimine etmiş ülkeler mevcuttur. Ülkemizde ise her yıl 1-4 kuduz olgusu bildirilmekte ve yılda 200 bin-250 bin arasında kuduz aşısı uygulanmasına karşın kuduz halen ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Veteriner hekimler tarafından hayvanlarda, hekimler tarafından da riskli temas sonrası insanlarda aşılama yoluyla KUDUZ HASTALIĞI önlenebilmektedir. Ancak, aşılanmamış hayvan ve insanlarda hastalığın tedavisi yoktur” diye konuştu.
İçinde bulunulan durumun endişe verici olduğunu kaydeden Dr. Kumaş, açıklamasında şunları kaydetti:
“KENDİ AŞIMIZI KENDİMİZ ÜRETEBİLMELİYİZ”
“Hemen her gün, kuduz riskli temas sonrası başvurdukları sağlık kurumlarında aşıya ulaşamayan, hastane hastane dolaşarak aşı arayan hasta ve hasta yakınlarının bildirimleriyle karşı karşıyayız. Sağlık otoritesi tarafından kriz yönetilememiş, gerekli durumlarda kısıtlı sayıdaki aşı stoğuna ulaşım organizasyonu yapılamamış ve daha da önemlisi kamuoyu yeterince bilgilendirilmemiştir. Bu durum da doğal olarak korku ve güvensizliğe yol açmıştır. Bu acı tablonun sebeplerinden en önemlisi; gelir getirici işlemleri ve kârı toplum sağlığının önünde tutan sağlık politikalarıdır. Kuduz ve diğer aşıların erişimine ilişkin yaşadığımız bu zorlukları bir daha yaşamamak için yabancı sermayeye bağımlı olmadan kendi aşımızı kendimiz üretebilmeliyiz. Sermayeyi önceleyen ve topluma yönelik bir şey içermeyen sağlık politikalarının bedeli, topluma ödetilmemelidir. Bakanlığın en acil sorumluluğu, her bir insanın sağlık hakkına yönelik ciddi tedbirleri derhal almak ve sağlık sisteminin temelini krizlere cevap verebilecek şekilde yeniden düzenlemektir”.