Metruktu, kültürel mirasa dönüştü
Haliç kıyısında yıllarca metruk halde kalan ve kaderine terk edilen Osmanlı mirası 3 tarihi bina kültür rotasına dönüştü.
İSTANBUL (İGFA) – İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) incelemeleriyle kent içinde bilinmeyen yapılar ortaya çıktı.Fener Evleri tarihi öneme sahip ve biricik olma niteliği taşıyor. İstanbul’un çok kimlikli bölgesindeki bu alanlar, tarihte Fener beylerinin depolama alanları olarak biliniyor. İBB Miras’ın evrensel koruma ilke ve tekniklerini gözeterek hayata geçirdiği restorasyon çalışmalarının ardından Fener Evleri yaşam alanları ve sergi galerileri olarak şehre kazandırıldı. Haliç Sanat, Cibalikapı’dan başlayıp Sveti Stefan Kilisesi’ne kadar uzanan sahil şeridi boyunca devam edecek bir kültür rotasına dönüştü.
HALİÇ SANAT KAPILARINI AÇTI
Haliç Sanat’ı anlatan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, bu yapılar İstanbul’un en görkemli zamanlarının en seçkin ticari zümreleri tarafından kullanılıyordu. Ziyaretçiler bunun izlerini görebilecekler. Restorasyon bizim için sadece binaların yenilenmesi değil tarihi izlerin de nasıl anlaşılması gerektiğine ilişkin çıta kurmak anlamına geliyor22£>1 ifadelerini kullandı. Ayrıca üç yapının restorasyonunu tamamladıklarını ve proje kapsamında restorasyonlara devam edeceklerini sözlerine ekleyen Polat, tarihsel izlere hürmet eden, dokuyu koruyan bir restorasyon ilkesiyle hareket ettik. Bu gördüğümüz yapılar İstanbul’un kent mimarisinde bilinmeyen stillerde iç mekanlara sahip. Bu bakımdan bahçesi, restorasyon anlayışı ile bu yapıları kurtarmış olmanın gururunu yaşıyoruz dedi.
FENER EVLERİ SERGİ ALANINA DÖNÜŞTÜ
Birinci ev olan Ceneviz Evi, güncel sanatın önemli isimlerinden Vahap Avşar’ın “Ömür Tamirhanesi” başlıklı sergisi ile kapılarını açıyor. İkinci ev, Fener semtinde konumlanan yapının arka cephesi Haliç Surlarına bitişik olan alan ise güncel sanatın önemli isimlerinden Fatih Alkan’ın “Devinen Devrim” isimli sergisinde, insanın ruh ile beden uyumuna odaklanıyor. Haliç Sanat 3’te Hülya Özdemir ve Ferhat Satıcı eserlerinden oluşan “Solgun Yolların Gölgesinde” sergisi, 90’lardan beri birlikte üreten iki sanatçının birlikte aldıkları yolu, yürüyüşü ve buna bağlı yolculuk belleğinin oluşturduğu üretime odaklanıyor. Yaklaşık 25 yıllık üretim sürecinin sonuçlarını gözler önüne seren sergide, Satıcı ve Özdemir’in video çalışmaları ile desenleri yer alıyor.