Anne yoksunluğu, otizme dönüşebilir!
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bağlanmanın temel bir nöropsikolojik ihtiyaç olduğunu ifade ederken önemli uyarılarda bulundu.
İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bağlanma olgusunun bebeğin gelişiminde ve yaşamın ilerleyen yıllarındaki etkisi ve önemine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Bağlanma olgusunun çocuğun gelişiminde mutlaka ele alınması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bağlanmanın nöropsikolojik boyutu var. Hormonlarda bağlanma hormonu tespit edildi. Oksitosin hormonu, bu hormon en yüksek emziren annelerde salgılanıyor. Oksitosin hormonuyla ilgili maymunlarda deney yapılıyor. Oksitosin hormonu verilen erkek maymunlar, türlü şeylerle daha çok ilgileniyor, yavruları ile daha çok ilgileniyor, eşi ile daha çok ilgileniyor. Bağlanma ile ilgili olarak beyinde doğuştan genetik bir kodlarımız var. Bağlanma, yemek, içmek ve barınmak gibi temel bir ihtiyaç.” dedi.
Bağlanmanın psikolojik ihtiyaç olarak görüldüğünü ancak nöropsikolojik bir ihtiyaç olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İnsan bağlanma ihtiyacı ile doğuyor. Bebek ilk doğduğu zaman, ilk karşılaştığı şey nedir? Ciğerleri birdenbire soğuk bir hava alıyor ve korku duygusu hissediyor. Korku duygusu ile ilgili hemen sığınacak bir liman arıyor, bu da annesinin kucağı oluyor. Güvenli bağlanmanın ilk adımı oluyor. Anneye sığınıyor, annenin kokusunu alıyor, anne emziriyor ve böylece bebek rahatlıyor.” diye konuştu.
Bazı çocuklarda ortaya çıkan anne yoksunluğu sendromunda çocuğun sürekli ağladığını, çocuğun yanına biri yaklaştığında annesi zannederek sustuğunu, kişi annesi değilse ağlamaya devam ettiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Annesi ise kabullenir. Bu uzun zaman devam ederse anne yoksunluğu, çocukta otizme dönüşüyor. Onun için anne – çocuk ilişkisinde 2 – 3 yaş çok önemli. Anne veya anne yerine geçen kişilerle çocuk arasında kalıcı, tutarlı ve devamlı ilişki gerekiyor. Kaçıngan bağlanmaya neden olan bazı anneler tutarsız davranırlar. Sabah çocuğu şapur şupur öperler. Öğleden sonra seni niye doğurdum diye azarlarlar. Çocuk böyle olunca seviliyor mu, sevilmiyor mu anlayamaz, duygu durum bozukluğu olan kişilikler gelişir. Bu öğrenilen bir davranıştır.” dedi.