Baş Boyun Kanserleri Farkındalık Kampanyası “Make Sense” 10 Yaşında
Bu yıl 19-23 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek “Baş ve Boyun Kanserleri Farkındalık Haftası” kapsamında, Türkiye Baş ve Boyun Kanserleri Derneği …
Bu yıl 19-23 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek “Baş ve Boyun Kanserleri Farkındalık Haftası” kapsamında, Türkiye Baş ve Boyun Kanserleri Derneği 20 Eylül Salı günü Antalya Memorial Hastanesi’nde bir basın toplantısı düzenledi.
Baş boyun kanserlerinden etkilenen kişiler için sonuçları iyileştirme misyonuyla her yıl Türkiye Baş Boyun Kanserleri Derneği ve Avrupa Baş ve Boyun Cemiyeti (EHNS) tarafından yürütülen “Make Sense” kampanyasının, bu sene 10. yıldönümü kutlanıyor.
Bu kapsamda, Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Bölümü Öğretim Üyesi, Avrupa Baş ve Boyun Kanserleri Cemiyeti Genel Sekreteri ve Türkiye Baş ve Boyun Kanserleri Derneği Kurucusu Prof.Dr.Şefik Hoşal’ın önderliğinde, Türkiye Baş Boyun Kanserleri Derneği Başkanı Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof.Dr.Mustafa ÖZDOĞAN’ın ev sahipliğinde düzenlenen basın toplantısında, değerli bilgiler paylaşıldı.
Baş boyun kanserleri Avrupa’da en yaygın 6. kanser türüyken, kansere bağlı ölümlerin en yaygın 8. nedeni (2020 yılında yaklaşık 73 bin ölüm) olarak belirtiliyor. Bu hastalık, hastalar, hastalığı yenenler ve aileleri üzerinde son derece büyük bir etkiye sahip. Öte yanda, önlenebilir bir hastalık olan baş-boyun kanserleriyle ilgili başvuru, tanı, sevk süreçlerinin hastalığın erken döneminde olması, sağ kalım olasılığını artırabiliyor.
Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Bölümü Öğretim Üyesi, Avrupa Baş ve Boyun Kanserleri Cemiyeti Genel Sekreteri ve Türkiye Baş ve Boyun Kanserleri Derneği Kurucusu Prof. Şefik Hoşal; “Maalesef tüm baş-boyun kanserlerinin yaklaşık 60’ı ileri evrede tanı alıyor ve dolayısıyla bu hastaların 66’sı 5 yıl sonra hayatta olamıyor. Halbuki erken evrelerde tanı alıp tedavi edilebildiği takdirde bu hastalarda 80-90 oranında sağ kalım görülebilir” dedi. Hastalığı yenen kişilerin, kanser ortadan kalktıktan sonra dahi kanserin ve sonraki tedavilerin uzun dönem sonuçları ile karşı karşıya kalabildiğini söyleyen Hoşal, bu yıl içinde Avrupa Baş ve Boyun Derneği’nin (EHNS) hastalığı yenenler için tedavi önerileri konulu bir makale yayınladığını belirtti. Sn.Hoşal “Bu makalede Avrupa’daki sağlık ortamlarında hastalığı yenen kişiler için gereken uzun dönem tedavi ve destek için öneriler bulunuyor. Örneğin, Kaşeksi (aşırı kilo kaybından dolayı, deri altında yer alan kas ve yağ kütlesinin azalması) riski altındaki kişilerde sağlıklı kilonun korunmasına yönelik beslenme önerileri için diyetisyen desteği, aşırı kilolu veya obez hastalara ise, yüksek kalorili gıdaların ve içeceklerin kısıtlanması ve kilo kaybetmeleri için fiziksel etkinliklerini artırmaları öneriliyor. Hastaların işe dönüşünü kolaylaştırmak için desteklenmelerinin önemi vurgulanırken; ayrıca tütün ve alkol kullanımını sonlandırmak için uzmanlara danışmaları tavsiye ediliyor” dedi.
Baş Boyun Kanserleri Derneği Başkanı, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. MustafaÖZDOĞAN da yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Baş Boyun Kanserleri Farkındalık Haftası, 2013 yılından bu yana Avrupa Baş ve Boyun Cemiyeti (EHNS) tarafından yürütülen Make Sense kampanyası kapsamında ülkemizde de organize ediliyor. Bu yıl kampanya 10.yaşında ve Türkiye Baş Boyun Kanserleri Derneği ilk yıldan bu yana pek çok farklı proje ve farkındalık aktivitesiyle ile bu hastalığa dikkat çekmeye devam ediyor.” Sn.Özdoğan sözlerine şu şekilde devam etti: “HPV olarak kısaltılan “insan papilloma virüsü” bir çok kanser türünden sorumludur, bunlardan biri de baş boyun kanserleridir. Bu kanser türleri; tıbbi onkolog, kulak burun boğaz uzmanı, radyasyon onkolojisi uzmanı, plastik cerrah, girişimsel radyolog, onkoloji hemşiresi, konuşma terapisti, diyetisyen ve sosyal hizmet uzmanı gibi farklı disiplinlerin bir arada çalışmasını gerektirir. Neyse ki, erken teşhis edilirse çoğu baş-boyun kanseri tamamen tedavi edilebilir. Hatta bölgesel olarak ilerlemiş baş boyun kanserlerinde iyi bir tedavi planlaması ve deneyimli bir ekiple başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Bu bölge organları oldukça iyi kanlandığı için atar damardan direk kemoterapi vermeyi ifade eden intraarteryel kemoterapiler bölgesel olarak ilerlemiş (lokal ileri) baş-boyun kanserlerinde oldukça etkili bir tedavi seçeneğidir.”
Tüm kanserlerin 5ʼden fazlası HPVʼyle ilişkilendiriliyor”
İnsan papilloma virüsü (HPV)’nin insanların çoğunluğunu yaşamlarının bir döneminde enfekte edecek olan çok yaygın bir virüs olduğunu sözlerine ekleyen Prof.Dr.Mustafa Özdoğan “HPV, deriyi ve vücudun farklı bölgelerini kaplayan nemli membranları etkiler. Çoğu insanda HPV enfeksiyonları herhangi bir belirtiye yol açmadan gelip geçmektedir. Aslında, virüs hiçbir belirtiye neden olmadan aylarca inaktif halde kalabilir; eğer enfeksiyonu yenemezseniz kanser gelişebilir.” dedi. Son yıllarda yapılan tahminlere göre tüm kanserlerin 5ʼden fazlasının HPVʼyle ilişkilendirildiğini belirten Özdoğan, “HPV, orofarinks olarak da adlandırılan ağızın gerisinde, dil kökünde ve bademciklerde kansere neden olabilir. Bu kanserlere orofarengeal (boğaz) kanserleri denir ve baş – boyun kanserleri grubunda yeralırlar” şeklinde açıklamalarına devam etti.
2030 yılına kadar…
Dünya genelindeki baş-boyun kanseri oranlarının 200binden fazla artması beklenirken, 587bin kişinin daha baş ve boyun kanseri nedeniyle hayatını kaybedeceği, yapılan araştırmalarla öngörülüyor.
‘3’e 1’ kuralı hayat kurtarıyor
Erken teşhisin desteklenmesi amacıyla, 2013’te Avrupa Baş Boyun Cemiyeti’nin “Make Sense” Kampanyası kapsamında oluşturulan “3’e 1” kuralı; Bir kişide baş-boyun kanserlerinin ayırt edici semptomlarından birinin veya daha fazlasının üç hafta ya da daha uzun süre başka bir sebebe dayanmaksızın devam etmesi durumunda kişinin tıbbi yardım alması gerektiği anlamına geliyor. Hastalığın, dilde ağrı veya ağızda iyileşmeyen yaralar; ağızda kırmızı veya beyaz lekeler; boğazda ağrı; uzun süren ses kısıklığı; yutma sırasında ağrı ve/veya yutma güçlüğü; boyunda yumru; tek tarafta tıkalı burun veya burundan kanlı akıntı gibi belirtileri olduğunu söyleyen Prof.Dr.Şefik Hoşal; “Bu belirtilerden herhangi biri, üç hafta veya daha uzun süre mevcutsa bir doktora başvurulması gerekir” diyerek 3’e 1 kuralına dikkat çekti.
Avrupa Baş Boyun Cemiyeti (EHNS) tarafından yürütülen “Make Sense” kampanyası, son on yılda toplumda ve sağlık çalışanları arasında bu farkındalığın artmasına katkıda bulunmak amacıyla çok sayıda faaliyet yürüttü. 2013’ten bu yana, farkındalık haftası kapsamında 1.200’den fazla klinikte 110 binden fazla kişi baş-boyun kanserleri için taramadan geçirildi.
Yine Make Sense kampanyası kapsamında, 2020 yılında 5 ülkeden 5bin700 kişiyle yapılan bir anket, ankete katılanların 38’inin baş-boyun kanserlerini daha önce hiç duymamış olduğunu gösterdi. Bu sonuç, on yıl önce yapılan bir diğer ankete kıyasla, farkındalığın arttığını ortaya koydu.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı